Ali İhsan Özeren

Ali İhsan Özeren

2027 Avrupa Oyunları Ve İmamoğlu'nun Gasteci Heyeti

2027 Avrupa Oyunları Ve İmamoğlu'nun Gasteci Heyeti

önce, "ben bunu neden hiç duymadım", dedim. meğer, bu Avrupa Oyunları, epeyce yeni bir organizasyonmuş… ilki 2015'te Bakü'de yapılmış, sonra dört yıl arayla Minsk, Krakow, İstanbul geliyor..

seçimi Avrupa Olimpiyat Komiteleri Birliği yapıyor, sanırım en önemli özelliği, ertesi yıl yapılacak olimpiyat oyunları için gerekli baraj ve kotaları aşacak sporcuların belirlenmesi; bu, avrupalı sporcular için yaratılan bir fırsat ayrıca. yine, galiba olimpiyat bağlantısı nedeniyle, aynı zamanda "paralimpik oyunlar" ayağı da mevcut. organizasyon bir olimpiyat vizyonu ortaya koyuyor, diyebiliriz.. çünkü bundan sonraki hamle, artık İstanbul Olimpiyatları hedefidir… ki, Olimpiyatlar kadar eski, olimpiyatlar kadar kadim bir şehir olarak bugüne değin, ‘İstanbul Olimpiyatları’nın hâlâ yapılamamış olması hem İstanbul’un, hem Olimpiyat Oyunlarının hem de dünyanın bir ayıbı…

şunu en başa not edeyim öncelikle, yukarıda yazdıklarım, gogıldan ve wikiden öğrenebildiğim bilgiler ve çıkarımlar… bu nedenle aktardığım bu bol "galiba"lı, "sanırım"lı bilgiler, eh işte benim becerebildiğim gastecilik faaliyetimin sonuçları… bunu neden böyle diyorum, gogıl araştırma faaliyetimden çıkardığım sonuç, bu çok tartışılan gasteci heyetinden hiç kimsenin, benim yukarda aktardığım bilgileri aktaran bir haberciliği, en azından bugüne kadar yapmamış olmalarıdır… ha, ben gogılda arama işinde çok becerili, başarılı sayılmam, belki içlerinde yazan olmuştur da ben atlamışımdır, öyle bir durum varsa o kişilerden özür dilerim. tabii, yine de bu eleştirimi geçersiz kılmıyor, çünkü, kopan fırtınaya bakınca, insan bu gastecilerin ortalığı "avrupa oyunları ve istanbul" yazı ve yorumlarıyla ayağa kaldırmalarını bekliyor. malum, yediğiniz içtiğiniz size bari gördüklerinizi, öğrendiklerinizi anlatın! belki de ortalık ayağa kalkınca, seyahat parasıyla yediğimizin içtiğimizin parasını geri isterler bizden diye özellikle susuyorlar, bilemicem artık...

diyeceksiniz ki, Özkök yazmış; Özkök bu işlerin geyiğini, dedikodusunu seviyor, diyecem ama heyetteki gastecileri liste olarak ondan başka yazan biri de yok galiba... demekki o kadar gasteci içerisindeki tek gasteci ertuğrul özkök'müş… dedikodu diyorum da, Özkök ayrıca, gastecilerin seçimi için de bir şeyler yazmış ve onu Cumhurbaşkanı'nın uçaklarıyla kıyaslamış haklı olarak ve işin bu kısmına galiba ondan ve benden başka takılan kimse yok. ben yetmiş küsur kişilik heyetin tamamını öğrenmek istedim, bulamadım.. İBB sitesine de baktım, orada da bulamadım. İBB de bu konularda doyurucu bir haberciliği yada bilgi aktarıcılığını tercih etmemiş; şeffaflık da şeffaflık diyorlar ama götürdükleri heyeti bile tutup tane tane yazamıyorlar kendi sitelerinde… bu arada gasteci listesini şu linkte bulabilirsiniz: https://t24.com.tr/haber/ertugrul-ozkok-31-mart-turkiye-sinin-yeni-medyasi-imamoglu-nun-b-737-ndeki-gazeteciler,1165369

haberleri verdikten sonra, şimdi geleyim, işin kopan fırtına kısmına ve bu konudaki kendi düşünce ve yorumlarıma:

öncelikle, bir itiraz varsa eğer, bu avrupa oyunları organizasyonuna talip olmaya yapılmalıdır. hele hele chp'li bir belediye olarak, avrupa oyunlarından daha eski ve daha köklü bir geleneği olan Üniversiad 2005 İzmir deneyimiyle birlikte bu tartışma yapılamamışsa, bu CHP'li belediyecilik anlayışının ve geleneğinin yokluğuyla eşanlamlıdır…

organizasyona ev sahipliği meselesinin tartışılmaya açılmamış olması; Ankara'daki merkezi iktidar gibi, bir çeşit ‘benyaptımoldubitti’yle böyle bir tercihin gerçekleşmiş olması, temel sorundur… bu tartışma, aynı zamanda, Türkiye gibi, spor yapmayı ve spor müsabakası izlemeyi seven bir halkı ve geleneği olmayan; üstelik sporu bir fenergassaray düşmanlığı olarak yaşayan bir ülkede, yapılacak olan organizasyonun duyurulması ve bir beklenti yaratma çalışmasının da olmazsa olmazıdır. bu nedenle, İmamoğlu'na bir siyasetçi ve İBB başkanı olarak benim şahsına yapacağım tek ilkesel eleştiri bu yönde olur:

bu organizasyon İstanbul'un acil bir ihtiyacı mıdır? İstanbul bu organizasyona hazır mıdır? bu İstanbul halkı ve kamuoyunda yeterince tartışılmış mıdır? falan filan… şimdi, kabul edelim benim gibi haber kanallarından kaçmak için daha çok spor kanallarını tercih eden birisinin bile ilk kez duyduğu bir avrupa oyunlarından sözediyorsak eğer, bırakalım kamuoyu önünde tartışmayı; aksine, demekki devlet sırrı düzeyinde saklayarak, gizleyerek almaya gerek duymuş İmamoğlu bu kararını...

bunun dışındaki tartışmayı abes bulduğumu belirtmeliyim.. ayrıca bu konuda ben de Özkök gibi düşünüyorum, gasteci heyeti, bence İmamoğlu'nun eleştirileceği değil, iftihar edebileceği bir tercihi göstermektedir… hatta benim bu heyette eksik bulduğum tek isim var, o da rahmetli Hıncal Uluç'tur; Hıncal Uluç, bu ekibin içerisinde olsaydı eğer, ondan bu organizasyonla ve avrupa oyunlarıyla ilgili daha çok haber içeren bilgiler okuyabilir; ve hatta ekipteki bazı spor gastecilerini de bu konuda yazmaya, gastecilik yapmaya daha heveslendirebilir, teşvik edebilirdi diye düşünüyorum..

özellikle gasteci seçiminin, merkezi işgal eden ve büyük sermaye organizasyonlarına dayanan medya kuruluşlarıyla sınırlı olmadan yapılmış olması; sosyal medya kanallarına doğru açılmış kanatlarıyla, görebildiği bütün renklere açık olarak alabildiğine geniş bir alana yayılarak seçim yapılmış olması takdire şayan… ayrıca, heyette ağırlığı spor gastecilerinin oluşturması, seçimdeki titizliği de gösteriyor… bu noktada İBB Başkanı ve bir siyasetçi olarak İmamoğlu'nun bazı, bir kaç özel, kişisel seçimlerinin olması da doğal ve hatta zorunluluktur… burada mesafeyi ayarlayacak olan İmamoğlu değil, kişisel ve özel seçime mazhar olmuş gastecilerdir… belki merkezi medya kuruluşları yönünden, bu seçimin ilgili kuruluşlara bırakılması daha uygun olurdu. benim yapılmış olan seçime baktığımda tek itirazım Ruşen Çakır ve Müge İplikçi'nin birlikte tercih edilmiş olmasıdır; sanki onlar da 'ikinicbalayı' kontenjanından seçilmişler gibi duruyor..

ancak, bu tarz organizasyonlarda böylesi gasteci heyetleri kaçınılmaz bir zorunluluktur; üstelik bu en ucuz reklam faaliyetidir ve organizasyona karar verildikten sonra, artık bunun hesabı yapılmaz… tabii, biz böyle şeyleri siyasetçinin özel reklamı, özel ‘pr’ı olarak görmeyi seviyoruz ve deyim yerindeyse, kişisel reklamını belediyenin kasasından yaptırmış gibi yorumlamayı seviyoruz… ama siyasetçi, tam da budur: yapacağım dediği şeyi yapmış olmak, siyasetçinin gerçekten kişisel reklamıdır; ve yapılmış olan bu iş, kimin için yapılmışsa, onun her türlü giderini karşılamak zorunda olan yine odur…

bir husus da bugün medyanın geldiği noktayla ilgilidir. eskiden haber öndeydi, ama bugün haber üzerinden ‘reklam’ öne geçmiş durumda. bu tarz organizasyon haberleri, artık haber değil, organizasyon sahibinin pazarlamak zorunda olduğu bir ‘ürün’e dönüşmüş durumda; artık gaste bir pazarlama, reklam aracı ve gasteci de bir açıdan reklamcı… bu elbette bir içerik kaybıdır ama bu basının, medyanın içerik kaybından öte, bizzat haberin içerik kaybıdır; dünyanın, dünya olarak kendi içeriğinin kaybıdır… bu yüzden böyle zamanlarda etik seçimler, dünyaya dair evrensel ve nesnel bir ilkesellikten kaynaklanarak değil, kişiye özel öznel ilkeselliklerle yapılabilir ancak…

peki, başka!?

2027 Avrupa Oyunları İstanbul ve Ekrem İmamoğlu için tam bir fiyasko olur; o zaman da İmamoğlu hem aldığı kararda hem de gasteci diye güvenip götürdüğü heyetin seçiminde ne kadar hata yaptığını düşünüp, dövünür…

Di mi!?

23.05.2024; İstanbul

Bu yazı toplam 668 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İhsan Özeren Arşivi