Bekir
Gözlerinde bir ışık parladı Bekir'in
Etrafına baktı yine de umutluydu
Neydi o hüzün neydi o keder
Ezilmişti ağır yükün altında Bekir
Çökmüştü omuzları, yırtık pantolonundan
Etleri görünüyor, damarları mosmor
Alnında bir damla ter aşağıya inmekte Bekir 'in
O ter ki Bekir 'in umutlarını da tuzluluğuna
Katarak hızlandı birden
Kederlendi aniden durakladı Bekir
Birden gözleri karardı son ışıkta sönmekteydi
İşte alın çizgisi, sırtındaki yük
Yırtık pantolon mor damar
Hepsi küskün hepsi de kederli
Yük altındaki adam yıkıldı kaldı
Parke taşlarının kenarına, yüzü
Gerildi dudakları titredi
Buram buram ter damlaları onun üstünde buz kesildi
Çene kemikleri titredi zavallının
Dişleri vurdu birbirine, sağ bacağı
Kasıldı ansızın, işte yaşamın sonu
Kırksekiz yıllık hayatın başlangıç noktası
Kaldırım kenarında son buldu
İşte yaşam işte umut
Beraber geldiği gibi gitti
Ali onikisinde orta bire gidiyordu
Babasının ölümünü duymuş olmalı ki
Benzi sarı kurumuş çöktü başucuna babasının
Sağında dostlar, solunda umutsuzlar
Belediye adamları birer kürekle geldiler
Bir merasim mi gerekti
Yok canim Bekir gibi garibana
Ne gerek merasim, oniki metre bez
Üç kürek toprak, bir kazan su
Geride sen, evet son umutlar,
son ışıklar
kaldı…
Sana sabırlar uzun ömürler
Sonsuz başarılar
Başın sağ olsun Ali